24 Kasım 2009 Salı

24 kasım


3 kuruş maaşıyla ailesini geçindiremediği için geceleri ek iş yapan, okullarda her türlü imkansızlığa rağmen hep en iyisini öğrencilerine vermeye çalışan, bizi biz yapan ellerinden öpülesi öğretmenlerimiz, öğretmenler gününüz kutlu olsun..

teselli ikramiyesi


haftasonu tottenham karşısında 9-1'lik tarihi bir mağlubiyet alan wigan'lı oyuncular deplasmanda takımlarını desteklemeye gelen yaklaşık 1000 civarındaki taraftarın yol parası dahil tüm masraflarını karşılayacağını açıkladı. bütün oyuncular adına açıklama yapan melchiot "taraftarımıza böyle bir maç yaşattığımız için gerçekten çok üzgünüz, böyle bir jest yaparak onlara karşı olan bağlılığımızı göstermek istedik. gösterdiğimiz performans gerçekten utanç vericiydi ve bu yüzden bizi desteklemeye gelen taraftarımıza en azından bunu borçluyuz" diyerek taraftarından özür diledi. takımın resmi web sitesinde 40,000 poundluk "teselli ikramiyelerinin" christmasa kadar taraftarlara ödeneceği açıklandı.

22 Kasım 2009 Pazar

futbol yazarlığı ve fanatizm


oldum olası gönül verdiği takıma olan bağlılığını, daha doğrusu fanatizmi, işinin önüne koyan spor yazarlarından haz etmemişimdir. bu bahsettiğim grubun başını da ercan saatçi ve selçuk yula çeker. geçen günlerde patlak veren küfür skandalından sonra ercan saatçi tabir-i caizse biraz "yumuşadığı" için meydan sadece sayın yulaya kaldı diyebiliriz. selçuk yulanın dünkü beşiktaş-fenerbahçe maçıyla ilgili yazısı BURADA , ve daha 1 ay önce oynanan fenerbahçe-galatasaray maçına ait yazısı da BURADA. iki yazıyı da okuduktan sonra siz de göreceksiniz ki bir insan kendini ancak bu kadar inkar eder, şöyle ki;

- dünkü maçta fırat aydınus verdiği kararlarla maçı katletmiş, sürekli fenere sallayan beşiktaşlı kalemşörler şimdi konuşsunmuşmuş. evet doğrudur dünkü maçta fenerbahçenin 1 penaltısı verilmemiştir ve 3. gol ofsayttır. zaten kamuoyunun çok büyük bir kısmı (beşiktaşlı kalemşörler dahil) bunu kabul ediyor. ama benim anlamadığım hakem konusunda bu kadar hassas olan sayın yula fb-gs maçındaki yazısında fenerin attığı ilk goldeki kabak gibi ofsaytı görmeyen bünyamin gezer ile ilgili neden tek bir kelime bile etmemiştir? ha pardon birkaç cümle etmiş ama kazıma yapılan faulleri görmediği için gene feneri doğradığını söylemiş

- dünkü maçta beşiktaşlı taraftarlar sahaya yabancı madde yağdırmış, durmadan küfür etmişmiş. ne ilginçtir ki sayın yula fb-gs maçındaki yazısında daha maç başlamadan oyuncuların birbirine tekme tokat girmesinden, hakemin başının yarılmasından, keitaya su atılmasından, koro halinde küfür edilmesinden..vs tek kelime bahsetmemiştir.

- dünkü maçta kazım hakem çıldırttığı için kırmızı kart görmüşmüş. neredeyse kazımı melek ilan edecek sayın yula. maçtan günler önce twitter sayfasına kendi zeka seviyesini ortaya koyan yazılar yazan, maçta hakeme alenen bağıra bağıra küfreden (tv de izlerken ben bile ağız okuyarak anladım) coca cola kazımı sezonun fair-play ödülüne aday göstermesini bekliyorum sayın yulanın.

sözün özü, her ne kadar günümüzde iyice tırmanan fanatizm ve tribün terörünü durdurma adına belki de en büyük görevlerden birinin düştüğü spor yazarlarının mümkün olduğunca "renkli" yorum yapmamaları gerektiğini düşünsem de, kendisiyle çelişmeyen her zaman dobra konuşanlara saygı duyarım. ama sen daha 1 ay önce yazdıklarını bugün inkar edercesine başkaları bununla suçlamaya kalkarsan komik duruma düşersin..

18 Kasım 2009 Çarşamba

güney afrika yolcusu kalmasın

18 Kasım Çarşamba
18:30 Cezayır-Mısır / Eurosport (2010 Dünya Kupası Play-Off)

20:00 Ukrayna-Yunanistan / Futbol Smart (2010 Dünya Kupası Play-Off)
21:45 B.Hersek-Portekiz / Futbol Smart (2010 Dünya Kupası Play-Off)
21:45 Almanya-Fildişi Sahilleri / Kanal A (Hazırlık Maçı)
21:45 İtalya-İsveç / RAI Uno (Hazırlık Maçı)
22:00 Fransa-İrlanda / Kanaltürk (2010 Dünya Kupası Play-Off)

16 Kasım 2009 Pazartesi

devler (!) ligi

YORUMSUZ!!!

Acı ama gerçek... Altyapısından yetiştirdiği oyuncularla Türk futboluna damgasını vuran Beşiktaş, son yıllarda futbolcu yetiştiremediği için sıkıntı çekiyor. Süleyman Seba döneminde tavan yapan özkaynak düzeni son yıllarda darbe üzerine darbe yiyor. Altyapıya verilmeyen önemin son örneği, dün yaşandı... A takıma oyuncu hazırlayan son durak olan A2 takımı, Fenerbahçe maçını İnönü Stadı’nda oynamak için yönetimine başvurdu. Ancak Siyah-Beyazlı yönetim, A2 takımına olumsuz yanıt verdi ve mücadelenin Ümraniye’de oynanmasını istedi.

Ama ilginç de bir durum vardı. Dün akşam saatlerinde bir televizyon programı için İnönü Stadı bedelsiz olarak verilmişti. Acun Ilıcalı’nın yapımcılığını üstlendiği Devler Ligi programına, Beşiktaş İnönü Stadı tek kuruş alınmadan bedavaya tahsis edildi. Tanju Çolak, Pascal Nouma, Elvir Boliç ve Hakan Ünsal’ın takımları, dün gece maçlarını oynadılar. Ancak Marmara Grubu’nda lider durumda bulunan Beşiktaş A2 takımı, kendi stadı yerine yarın maçını Ümraniye’de tesislerde oynayacak.

Yemen Ekşioğlu / Fanatik

de nigris kalbine yenildi


futbol dünyası daha enke'nin ani ölümünün şokunu atlatamamışken bir acı haber de yunanistandan geldi. ülkemizde de daha önce gaziantepspor, ankaragücü ve ankaraspor formaları giyen antonio de nigris geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. son olarak larissada forma giyen 31 yaşındaki oyuncu meksika milli takımında da 14 kez görev yapmıştı.

edit: ankaragücü ve tff tarafından de nigrisi daha önce uyardıkları konusunda bazı açıklamalar geldi. eğer gerçekten bu uyarılara rağmen oynamaya devam etmişse yazık olmuş

13 Kasım 2009 Cuma

cetin ‘man who could choke a bear’ servet


(foto:bobiler.org)

sport.co.uk sitesi ilginç futbolcu lakapları ile ilgili bir yazı yazmış ve bu listenin ilk sırasında tanıdık bir sima, servet çetin yer alıyor. biyonik adam, terminatör gibi lakabı olan servetin en ilginç lakabının ayıboğan (man who could choke a bear) olduğunun belirtildiği yazıda milli oyuncunun birçok ingiliz takımının da listesinde olduğu söylenmiş. servet dışında listede yer alan diğer futbolcular ve lakapları şöyle;

ivan 'bam bam' zamorano
bryan 'captain marvel' robson
dennis 'the non-flying dutchman' bergkamp
ron 'chopper' harris
fitz 'one size' hall
kiki 'chris' musampa
norman 'bites yer legs' hunter
stuart 'jigsaw' barlow
gabriel 'batigol' batistuta

* bu arada yazıda servetin yanındaki ayı resmini görüp "vay gavurlar servete ayı diyor" diye sitede ortalığı birbirine katan arkadaşlara ve daha da önemlisi bunu fiştekleyen malum ulusal gazeteye helal olsun demek istiyorum

12 Kasım 2009 Perşembe

kocaeli'de neler oluyor


bir zamanlar üç büyüklerin belalısı olan, hatta geçen sene sivasın yaptığını yıllar önce yapıp şampiyonluğu kılpayı kaçıran, türkiye kupasını 2 kez müzesine götüren kocaelispor belki de tarihinin en zor günlerini yaşıyor. borç batağındaki kulüp bu yüzden oyuncularının lisansını bile çıkaramadığı için paf takımı destekli bir kadroyla maçlara çıkıyor. son olarak da 650bin tl'lik borcu yüzünden kulüp tesislerindeki doğalgaz kesildi. geçici olarak derince belediyesporun tesislerinde çalışmalarını sürdüren yeşil siyahlı ekibin bundan sonra hangi "trajikomik" haberlerle gündeme geleceği merak konusu..

kitapseverlere müjde


önemli online kitap alışveriş sitelerinden idefix'in bu sene yedincisini düzenlediği sanal kitap fuarı bugün başladı. 22 aralığa kadar devam edecek fuar kapsamında birçok yayınevi kitaplarını %30 ile %50 arasında değişen indirimli fiyatlarla kitapseverlerin beğenisine sunuyor, kaçırmayın derim..

11 Kasım 2009 Çarşamba

milli takım mesaisi


* Dünya Kupasına giden gitmeyen bütün ülkeler hazırlık maçı yaparken milli takım sorumlusu olmadığı için hazırlık maçı yapmıyoruz açıklamasını yapan TFF'yi kutluyoruz

12 Kasım Perşembe
17:00 Kolombiya-İsviçre / Eurosport (U17 Dünya Kupası Yarı Final)
20:00 İspanya-Nijerya / Eurosport (U17 Dünya Kupası Yarı Final)


14 Kasım Cumartesi
09:00 Yeni Zelanda-Bahrein / Eurosport (2010 Dünya Kupası Play-Off)
19:00 Brezilya-İngiltere / NTV Spor & ZDF (Hazırlık Maçı)
20:00 Yunanistan-Ukrayna / Futbol Smart (2010 Dünya Kupası Play-Off)
21:45 İspanya-Arjantin / Kanaltürk (Hazırlık Maçı)
21:50 İtalya-Hollanda / Rai UNO (Hazırlık Maçı)
22:00 İrlanda-Fransa / Eurosport (2010 Dünya Kupası Play-Off)
22:30 Portekiz-Bosna Hersek / Futbol Smart (2010 Dünya Kupası Play-Off)

kör ölür badem gözlü olur


2 senedir takımdan göndermek için bin takla atılan, talibi de çıkmayınca bedelsiz olarak duisburg ve s.graz'a kiralanan gordon schildenfeld hırvatistan milli takımının lichtenstein ile oynayacağı hazırlık maçının aday kadrosuna çağrılmış. hırvat medyası gibi bu habere şaşıran schildenfeld kendisine şans veren slaven bilic'in güvenini boşa çıkarmayacağını söylemiş. ben de g.saray'ın s.graz ile oynadığı maçta izlemiştim kendisini uzun zaman sonra, fena da oynamamıştı açıkçası. ama gene de bu haber şaşırttı beni, umarım iyi bir performans gösterip kalıcı olur milli takımda.

bizde böyle her sene böyle


şu adamların emeğine, alın terine yazık!

Beko Basketbol Ligi ekiplerinden Beşiktaş Cola Turka’da yine ekonomik kriz yaşanıyor.

Siyah-beyazlıların yerli oyuncuları haftanın ilk antremanına çıkmadılar. Geçtiğimiz hafta eylül ayı maaşlarının yarısı ödenen Beşiktaş Cola Turkalı basketbolcular, Türk Telekom galibiyetinin ardından alacaklarının kalanı da ödenmeyince bu durumu boykot ettiler.

Telekom maçı öncesinde de takımın yıldız oyuncusu Mire Chatman aynı sebepten dolayı hafta içinde yapılan antremanlara çıkmamıştı. Geride kalan 4 maçın tamamını kazanarak Beko Basketbol Ligi’nde liderlik koltuğuna oturan Beşiktaş Cola Turka son olarak zirve adayı Türk Telekom’u farklı mağlup etmişti. Önümüzdeki cumartesi de son şampiyon Efes Pilsen’i konuk edecek Beşiktaş Cola Turka’da bu gelişmenin bu önemli maça nasıl yansıyacağı merak konusu.

kaynak: ntvspor

robert enke hayatını kaybetti


dün gece ajanslara düşen bir haberle futbol dünyası yasa büründü. daha önce f.bahçe'de de forma giyen alman kaleci robert enke bir tren kazasında hayatını kaybetti. alman polisi olayın büyük ihtimalle bir intihar vakası olduğunu açıkladı, araştırmalar bittikten sonra net bir açıklama gelecektir. 2006 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybettiği kızının etkisinden kurtulamadığı ve büyük psikolojik sorunlar yaşadığı iddia ediliyor Enke'nin. halen formasının giydiği Hannover 96'nın başkanının da bu doğrultuda yaptığı açıklamalar bu iddiaları kuvvetlendiriyor. sebebi ne olursa olsun çok erken ayrıldı aramızdan Enke, mekanı cennet olsun..

9 Kasım 2009 Pazartesi

makukula & cangele aş



bu sezon bursaspor ile birlikte ligin en flaş ekibi hiç kuşkusuz kayserispor. 12 haftada topladığı 22 puanla 5. sırada yer alan sarı kırmızılı ekibin belki de ligdeki sıralamasından çok dikkat çeken yönü daha önceki sezonlardan hiç de alışık olmadığımız hücum performansı. daha çok akıllarda "0-0'a yatan takım" olarak kalan tolunay kafkas'ın öğrencileri attığı 19 golle ligin en skorer 5. takımı konumunda. bu 19 golün büyük bir kısmında da iki ismin imzası bulunuyor; ariza makukula ve dario cangele.. tipik bir "pivot santrafor ve kısa, hareketli forvet" kombinasyonunu oluşturan ikili takımın hücum gücünün en önemli parçası konumunda. 8 golle gol krallığında zirvede yer alan makukula son yıllarda oynadığı her takımda adı gibi "arıza" bir profil çizerek hiçbirinde dikiş tutturamamış bir oyuncu olarak geldi kayserispor'a ve daha 12. haftanın sonunda nantes, valldolid, gimnastic, benfica ve bolton kariyerindeki performansının üzerine çıktı. bu çizgisini sürdürmesi halinde sezon sonunda 20 golü bulması çok da imkansız gözükmüyor ki bu portekizli golcü için tekrar üst liglerde kendine şans bulması anlamına gelebilir. makukulanın bu üstün performansındaki en önemli katalizör etkisini cangele'nin yaptığını söylemek zor değil. özellikle asistör kimliğiyle öne çıkan arjantinli 4 gol 6 asistlik (dördünü son sivasspor maçında yaptı) performansıyla takımına çok önemli bir katkı yaptı. türkiyedeki 4. sezonunu geçiren cangele ülke şartlarını ve futbolunu öğrenmenin verdiği artıyla (bazen bunu gereğinden fazla kullanıp ben dahil diğer taraftarların antipatisini kazanabiliyor maalesef) her geçen sezon daha çok üstüne koymaya devam ediyor. birkaç kelam da kayserispor için etmek gerekirse, gökhan ünalın satışıyla başlayan ve bu sezon başı da mehmet topuzu astronomik bir ücret artı muadili gökhan emreciksin karşılığında satarak hem önemli bir psikolojik eşiği aştı (senelerdir gökhan ve m.topuzun transfer söylentileri ile gereksiz bir karmaşa vardı kulüp içinde) hem de ciddi bir mali kaynak yaratmış oldu. bu kaynağı da en akılcı şekilde furkan özçal, semih aydilek, merter yüce gibi genç ve potansiyelli oyunculara harcayarak bir nevi gelecek 10 yılın kadrosunu oluşturmaya başladı. futbolseverler olarak başta makukula & cangele ikilisi olmak üzere kayserisporun performansını dikkatle takip edeceğiz..

8 Kasım 2009 Pazar

iki ülke iki gazi




bugün chelsea-manu maçından önceki "rememberance day" seremonisini izlerken bir kere daha helal olsun dedim adamlara, chelsea ve manulu futbolcular karşı karşıya dizilmiş aralarından savaş gazileri gururlar geçiyor ve başta futbolcular olmak üzere tüm stadyum ayakta alkışlıyor bu kahramanları. daha sonra da tüm şehit ve gaziler için 1 dk'lık saygı duruşu yapıldı, bizdeki gibi 2 sn sonra tribünlerden "ya allah bismillah allahuekber" sesleri yükseldiği için kesilen cinsten değil ama çıt çıkmayan, herkesin gerçekten "saygıyla" iştirak ettiği bir saygı duruşu. maçtan sonra nette gazeteleri şöyle bir gezerken aşağıdaki haberi gördüğümde neden bizim bu halde onların o halde olduğunu bir kez daha acı bir şekilde anladım...

80 yaşındaki Kore gazisi, ölümünden üç gün sonra arkadaşları tarafından bulundu. Gazi Muharrem Topçu'nun açlık ve soğuktan öldüğü sanılıyor. Topçu'dan uzun süre haber alamayan Gaziler Derneği Milas Şubesi Başkanı Mehmet Sarban bir arkadaşıyla birlikte, Milas- Bodrum Karayolu üzerinde terk edilmiş bir binada tek gözlü odada yaşayan Topçu'nun evine gitti ve Topçu'nun cesediyle karşılaştı. 30 yıl önce doğum yeri Zonguldak'tan Milas'a gelen Topçu'nun cesedi üzerinde ilk incelemeyi yapan doktorlar, soğuk ve besin yetersizliğinin ölüm nedeni olabileceğini söyledi. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Milas Şubesi Başkanı Mehmet Sarban, "Dağdan inen PKK'lıları törenle karşılayan yüce devletimiz, yalnız yaşayan kahraman gazilerimiz için hiçbir şey yapmıyor" diye sitem etti.


kaynak: sabah

trabzonspor:0 - beşiktaş:2 // galibiyete sevinememek


şirket toplantısı nedeniyle maçı izleyemediğim için gerçek anlamda bir analiz yapmam mümkün değil. sadece maç özeti ve basındaki yorumlara göre bazı küçük şeylerin altını çizeceğim sadece;

- hakan arıkan belki de beşiktaş kariyerinin en iyi performansını gösterdi dün akşam. hala insanların aklında liverpool ve metalist maçlarının tazeliğini koruduğu, en formda olduğu dönemde bile forma şansı bulamayan bir kalecinin hala böyle bir "başkaldırı" gösterebilme gücünü kendinde bulması alkışı hak ediyor kesinlikle, umarım denizli artık kaleyi ona teslim eder.

- denizli demişken devam edelim; beşiktaş gibi bir takımı beşli savunmayla oynatabilme cesaretini gösterdi bu maçta sayın denizli, sonraki maçlarda şahanın "107 gol yiyen takımın teknik direktörü" gibi 0-0-0 taktiğiyle çıkıp 11 adamı da kaleye dizmesini bekliyorum.

- en son 0-0 berabere kaldığımız g.birliği maçında ernst-fink-uğur üçlüsüyle çıkmıştık sahaya, dün de bu üçlü sahadaydı. uğur'un manisa'daki performansına yakın bir oyun gösterme ihtimalini düşünürsek fena bir orta saha gibi durmuyor ama maalesef uğur'un o performansının yarısını bile gösterecek güçte olduğuna inanmıyorum. dün ernst hakan ve ferrari ile takımın vasat üzeri birkaç adamından biriydi ve çok da kullanmadığı sol ayağıyla attığı muhteşem gol beşiktaş adına sahadaki ender güzel karelerden biriydi.

- maçtan sonra ismail "hakan abinin muhteşem kurtarışları bizi ateşledi" şeklinde bir açıklama yapmış, eğer ateşlenmiş halimiz buysa vay halimize..

- trabzon için de tehlike çanları daha yüksek çalmaya başladı, hugo broos devre arası yollanır diye tahmin ediyorum

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: Hüseyin Avni Aker

Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, Cem Satman, Alper Ulusoy, Suat Arslanboğa (4. Hakem)

Trabzonspor: Sylva, Cale (Dk. 84 Serkan), Egemen, Song, Tayfun, Gabric (Dk. 55 Engin), Selçuk (Dk. 64 Alanzinho), Ceyhun, Colman, Umut, Gökhan

Yedekler: Onur, Serkan, Alanzinho, Giray, Barış, Ferhat, Engin

Teknik Direktör: Hugo Broos

Beşiktaş: Hakan Arıkan, İsmail, Ferrari, Sivok, İbrahim Toraman, Ekrem, Ernst, Fink, Uğur (Dk. 46 İbrahim Kaş), Tabata (Dk. 46 Yusuf), Nobre (Dk. 77 Bobo)

Yedekler: Korcan, Bobo, İbrahim Üzülmez, Yusuf, Necip, Erhan, İbrahim Kaş

Teknik Direktör: Mustafa Denizli

Goller: Fabian Ernst (Dk. 48), Bobo (Dk. 90+3)

Sarı Kartlar: Ceyhun (Dk. 46), Engin (Dk. 90)

güle güle güzel insan


güzel insanlar bir bir aramızdan ayrılmaya devam ediyor.. mekanın cennet olsun ilker abi, tüm beşiktaş camiasının başı sağolsun

6 Kasım 2009 Cuma

music mood



ne tür müzik dinlemeyi seversin sorusuna "hacı o anki ruh halime göre değişiyor" diye cevap verenler için bulunmaz nimet..

pes 2010




Uzun süren bekleyiş bitti ve PES tutkunları oyunun son sürümüyle nihayet tanıştı. Her piyasaya çıkan devam oyunlarında olduğu gibi “abi olayı abartmışlar iyice oyun manyak gerçekçi olmuş” ve “yok ya her yeni sürümde iyice s.çıyorlar o eski tadı alamıyorum” gibi birbiriyle alakası olmayan uç yorumlar PES 2010 için de piyasaya çıktıktan sonra yapılmaya başlandı. Biz de daha henüz oyunu oynamamış arkadaşlar için oyunla ilgili birkaç ipucu verelim. Daha anlaşılır olması için “artılar & eksiler” şeklinde maddeleri grupladım;

ARTILAR
- Herkesin tahmin edeceği üzere grafik açısından bir önceki versiyona göre büyük aşama kaydedilmiş. Eğer sağlam bir ekran kartınız da varsa oyuncuların formalarındaki buruşukluğu görecek kadar mükemmel bir deneyim olacak sizin için. Aynı şekilde aydınlatma sistemleri, oyuncu ifadeleri, hava koşuluna göre değişen hareketler ve diğer stadyum öğelerinde büyük bir gelişme sağlandı.
- Gelelim herkesin merak ettiği “gerçekçilik” konusuna. Yazının giriş kısmında da belirttiğim gibi bu konuda insanlar çok farklı yorumlarda bulunacaktır zira bu biraz da alışkanlıklarımızla ilgili. Ama şu kadarını söyleyeyim; PES 2009’da olduğu gibi her atılan ara pasının sizi pozisyona soktuğu, Eto’o ile orta sahadan alıp slalomlarla gol atacağınız bir oyun bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu konuda oyunun gerçekçiliği konusunda büyük aşama kaydedildiği ortada. Pasın şiddeti ve yönü gibi argümanlar oyuncular için büyük önem kazanmış durumda yeni versiyon ile birlikte.
- Oyun içindeki animasyonlar artık kesintisiz ve iç içe geçmiş durumda oyunculara sunuluyor. Böylece çok farklı pas, şut, top sürme, çalım varyasyonları sağlanmış.
- Maç atmosferi konusunda da önemli gelişmeler mevcut. Artık taraftarların maç içinde yaşananlara verdiği tepkiler, tezahüratlar ve sevinçler çok daha çeşitli oyunda. İç saha & deplasman farklılığına da ekstra bir düzenleme getirilmiş.
- Yapay zeka konusunda eski versiyonlardaki birçok hata giderilmiş durumda. Alan savunması mantığının kullanılmasıyla orta saha ve savunma oyuncuları artık daha bir “takım” olarak hareket ederek diğer oyuncuların hatalarını kapama şansları olacak. Böylece yenen basit gollerin çoğunun önüne geçiliyor. Ayrıca hücum sırasında birden fazla oyuncuyu kontrol ederek ofansif bir zenginlik sağlanmış. Bloklar arası bağlantı ve atak kombinezonlarına her zaman büyük önem veren Ömer Üründül’e selam olsun…
- Kalecilere yeni versiyon ile eskisine göre daha esnek ve yönlendirilebilir hale getirilmiş. En basitinden penaltı atışlarında çizgi üzerine hareket edebiliyor.
- Özellikle turnuva oynayanlar için oyuncuların kondisyonlarının çok çabuk düşmesi büyük sıkıntı yaratıyordu eski versiyonda. Şimdi daha gerçekçi bir yapı var diyebiliriz bu konuyla ilgili. 2 maçta bir bütün takımı komple rotasyona sokmak zorunda değilsiniz.

EKSİLER
- Artılar bölümünde bahsettiğimiz “gerçeklik” konusu ilginç bir şekilde eksiler bölümünde de yer alıyor. Nasıl oluyor diye soracak olursanız şöyle ki; bilgisayara karşı tek başına yapacağınız maçlar sinir katsayınızı tavan yaptırabilir. Zira siz Barca’yı alsanız rakibiniz de Çatladıkapıspor olsa dahi adamlar resmen top göstermiyor size. Aynı şekilde ikili mücadeleler, savunma ve hücum anlamında da inanılmaz zorlanıyorsunuz. Tamam PES 2009’da Beşiktaş ile Şampiyonlar Ligi’ni almak biraz fantezi kaçtığı için yeni oyunda bunun önüne geçilmek istenmiş ama biraz abartmışlar sanki. Size tavsiyem her maçta kalabalık ortasaha, tek forvet oyun anlayışıyla önce maçı beraberliğe bağlayın 1 tane gol de araya sıkıştırırsanız sizden kralı yok.
- Eski versiyonda olan “telif hakkı” sorunu PES 2010’da da devam ediyor maalesef. En azından Premier Lig takımlarının isim hakları satın alınsa fena olmazdı.
- Taktik bölümünde 2009’da hatırlarsanız önce ana taktik seçilir daha sonra ona ait istediğiniz varyasyonu seçerdiniz. Bu gayet kullanışlıydı oyuncular için, fakat yeni versiyonda alt taktik kavramı yok maalesef. “Edit Position” kısmından tek ayarlamanız gerekiyor oyuncular mevkilerini.

Genel olarak size oyunun artı ve eksilerini anlatmaya çalıştım. Artıların çokluğundan oyunu beğendiğimi anlayabilirsiniz. Zaten oynadıkça bazı şeyler daha rahat oturacaktır herkesin kafasında. PES 2009’dan sıkılanlar için uykusuz geceler yine başlayacak gibi…

haftasonu futbol ekranı



6 Kasım Cuma
20:00 Bursaspor-Gençlerbirliği / Lig TV
21:30 Leverkusen-E.Frankfurt / TRT 3
21:45 Derby County-Coventry / Futbol Smart

7 Kasım Cumartesi
13:30 Samsunspor-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor / D Spor
14:45 Swansea-Cardiff / Futbol Smart
16:30 Bayern Munich-Schalke 04 / TRT 3
17:00 Manchester City-Burnley / Spormax
19:30 Wolverhampton-Arsenal / Spormax
20:00 PSG-Nice / Kanal A
21:00 Barcelona-Real Mallorca / NTV
21:45 Atalanta-Juventus / NTV Spor
22:00 Sochaux-Lens / Kanal A
22:30 Atletico PR-Goias / Spormax
23:00 Atlético Madrid-Real Madrid / NTV

8 Kasım Pazar
13:00 CSKA Moskova-Rubin Kazan / Spormax
13:30 Giresunspor-Altay / D Spor
14:45 Falkirk-Celtic / Euro Futbol
15:30 AZ Alkmaar-Feyenoord / Futbol Smart
16:00 Sivasspor-Kayserispor / Lig TV
16:00 Lazio-Milan / NTV Spor
16:30 Hannover 96-Hamburg / TRT 3
17:00 Türkiye U17-Kolombiya U17 (Çeyrek Final) / Eurosport & TRT 3
17:30 Twente-Ajax / Futbol Smart
18:00 Toulouse-Rennes / Kanal A
18:00 Chelsea-Manchester United / Spormax & Lider TV
18:30 Hertha Berlin-Köln / TRT 3
20:00 İsviçre U17-İtalya U17 (Çeyrek Final) / Eurosport & TRT 3
20:00 Fluminense-Palmeiras / Spormax
20:00 Lille-Bordeaux / Kanal A
20:00 Diyarbakırspor-Galatasaray / Lig TV
21:45 Inter-Roma / NTV Spor
22:00 Lyon-Marseille / Kanal A
22:00 Sevilla-Villareal / NTV

hello world

uzun zamandır blog alemine takılıyordum, hatta artık olayları (özellikle futbol) kolpa basından çok bloglardan takip etmeye başladım. her seferinde "ulan ben de açayım bir blog" diyip gaza gelmeme rağmen hep vazgeçmiştim bugün nihayet şeytanın bacağını kırıp vira bismillah diyorum. ne hakkında yazacaksın diye merak eden varsa çokça futbol, biraz sinema, biraz müzik falan fişmekan... vatana millete hayırlı olsun!